Bağımlı
olduğum kadar özgür,
Özgür
olduğum kadar bağımlıyım
Sana,
sen, seni..,
Görünmez
zincirler iliştirilmiş değil,
Ve
zincirler üst üste konup üzerine bir kilit vurulmuş değil.
Bedenim
seninle çerçevelenmiş de değil
Görünmez
bulutunda dökülmeyi de beklemiyorum sabırsızca.
Ama
sen de nefesinin kafesindesin sanki
Buğulu
ve buzlu bir cam gibi aynı...
İçeriden
buharlanmış ama, üzerini sıyıramıyorum!
Yer
yer bir el geliyor içerideki hapis senden
Sıyırıyor,
sıyırıyor..
Netleşiyor,
bir parçası
Artık
görebilirim!
Gitmek
ve gitmemek arasında geçirdiğim sürede;
Hem
el kaybolmuş,
Hem
de sildiğin yer geri buğulanmış!
Kapıya
iki kez tıklatmak gibi nazikçe,
Vurup
kaçıyorum kafesinin camına
Üzüntülü,
korkak;
Çukurlara
çokça basmış halimle, birden..
El
yaklaşıyor içeriden önce
Sonra,
çalanın kaçtığını hisseden bir tereddüt...
El
duruyor.
Duruyor.
Çalınmıyor
cam bir daha,
Kapı
tıklatırcasına
Nazikçe
İki
kez...
El
bekliyor.
İçine
kapanıp vazgeçiyor.
Bir
çukurun açılmasını beklemeye başlıyor.
Çukurdan
tıkırtıları duyamaz!
Çelimsiz
ve bırakıcı tıkırtıları...
Yorumlar
Yorum Gönder